Kadın Cinayetleri Türkiye’yi Sarsıyor: 2025’in İlk 3 Ayında 71 Kadın Öldürüldü

Kadına yönelik şiddet her geçen gün artıyor. 2025 yılının ilk üç ayında en az 71 kadın öldürüldü, 27 kadın ise şüpheli şekilde hayatını kaybetti. Uzmanlar İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmenin etkilerine dikkat çekiyor.

Ocak - Mart Arasında 71 Kadın Cinayeti

Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu (KCDP) verilerine göre, 2025 yılının ilk üç ayında işlenen kadın cinayeti sayısı en az 71 olarak kayıtlara geçti. Aynı dönemde 27 kadın da şüpheli şekilde yaşamını yitirdi.

Sadece Ocak ayında 33 kadın öldürülürken, Şubat'ta 21, Mart’ta ise 17 kadın cinayeti rapor edildi.

Fail: Genellikle Tanıdık Erkekler

Verilere göre kadınların büyük kısmı; eşi, eski eşi, sevgilisi ya da tanıdığı erkekler tarafından öldürüldü. En yaygın cinayet gerekçeleri arasında ayrılma, boşanma istemi ve kıskançlık yer alıyor.

Platform, kadınların büyük bölümünün koruma kararı aldırmış ya da resmi şikâyette bulunmuş kişiler olduğunu vurguluyor.

Şüpheli Ölümler Artıyor

Raporda dikkat çeken bir diğer veri ise şüpheli ölümler. İlk üç ayda 27 kadının ölümü şüpheli olarak kaydedildi. Bu ölümlerin önemli bir kısmı intihar ya da kaza gibi gösterilse de, aileler ve kadın örgütleri gerçeklerin ortaya çıkarılması için mücadele ediyor.

İstanbul Sözleşmesi ve 6284 Tartışmaları Gündemde

Uzmanlar, Türkiye’nin 2021’de İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmesi sonrası kadın cinayetlerinde artış yaşandığını vurguluyor. Kadın hakları savunucuları ise “6284 sayılı kanunun etkin şekilde uygulanmaması”nın bu tablonun ortaya çıkmasında etkili olduğunu söylüyor.

Kadınlar Sokağa Çıkıyor: “Bir Kişi Daha Eksilmeyeceğiz”

2025 başından bu yana birçok şehirde kadınlar eylemler düzenledi. “Bir kişi daha eksilmeyeceğiz”, “İstanbul Sözleşmesi yaşatır” gibi sloganlarla meydanlara çıkan kadınlar, yetkililerden adım atılmasını talep ediyor.

Yasal Reform Şart

Kadın cinayetleri bireysel değil, yapısal bir sorun. Uzmanlara göre, bu cinayetleri önlemek için yalnızca cezaların arttırılması değil, toplumsal cinsiyet eşitliği temelinde bir hukuk sistemi ve kültürel dönüşüm gerekiyor.