içerik yükleniyor...Yüklenme süresi bağlantı hızınıza bağlıdır!

Savaşların Gerçek Mağdurları: Ezilen Halklar ve Yok Olan Gelecek
Savaş, hangi gerekçeyle başlarsa başlasın, insanlık tarihinin en karanlık yüzüdür. Kimin "haklı", kimin "haksız" olduğu tartışmaları, bombaların gölgesinde kaybolurken, geriye yalnızca yıkım, gözyaşı ve kayıplar kalır. Bugün Ortadoğu’da yaşananlar da bu trajedinin bir parçası. İran’ın baskıcı rejimine öfke duyabiliriz, İsrail’in politikalarını eleştirebiliriz, ancak hiçbir siyasi argüman, sivillerin katledilmesini meşrulaştıramaz.

 

Savaşın acımasız matematiği hep aynıdır: Zenginler ve iktidar sahipleri kararları alır, yoksul halklar bedel öder. Cepheye gönderilen gençler, açlıkla boğuşan çocuklar, evlerini terk etmek zorunda kalan milyonlarca mülteci… Bugün uzak diyarlarda yaşanan bu acılar, yarın sınırlarımıza dayandığında, "Bizim sorunumuz değil" deme lüksümüz olmayacak. Suriyeli mültecilerin trajedisi bize bunu öğretmedi mi?

 

Her savaş, tarımı bitirir, üretimi durdurur, enflasyonu tırmandırır. En temel gıda maddelerine ulaşmak bile lüks haline gelirken, silah tüccarları servetlerine servet katar. Sıradan insanların hayat standartları çökerken, savaş lobileri kârlarına kâr ekler. Peki bu kısır döngü kimin işine yarıyor?

 

Tarih, şiddetle değil, diyalogla çözülen krizlerin daha kalıcı olduğunu gösteriyor. Bugün İsrail-Filistin, İran-İsrail gibi gerilimlerde taraflar birbirini yok etmeye çalıştıkça, bölge kanamaya devam ediyor. Oysa uzun vadeli diplomasi, ekonomik iş birlikleri ve insani yardımlar, nefretten daha güçlü araçlardır.

 

Kendi halkına barış getiremeyen hiçbir rejim, başka ülkelerde "kahraman" olamaz. İster İran’daki baskıcı yönetim olsun, ister İsrail’in aşırı sağcı politikaları… Halklarına refah değil, savaş vaat eden her sistem, eninde sonunda yalnızlaşacaktır. Çünkü gerçek güç, silahlarda değil, insanlık onurundadır.

 

Savaş, asla bir çözüm değildir. Yalnızca yeni kinler, yeni intikamlar doğurur. Bugün sessiz kaldığımız her bombalama, yarın bize dönecek bir ateşe odun taşımaktır.

 

Unutmayalım: Hiçbir savaşın galibi yoktur, kaybeden daima insanlıktır.

 

Barış, cesaret ister. Savaş ise yalnızca acı…

Bu yazı 696 defa okunmuştur.
YAZARIN DİĞER YAZILARI
FACEBOOK YORUM
Yorum