içerik yükleniyor...Yüklenme süresi bağlantı hızınıza bağlıdır!

Tribün Değil, Nefret Kürsüsü
Bir futbol maçı daha… Ama sahada oynanan oyundan çok, tribünlerden yükselen nefret, küfür ve ırkçılık konuşuldu.

 

Somaspor–Bursaspor karşılaşmasında bazı Bursaspor taraftarlarının Leyla Zana’yı hedef alan küfürlü tezahüratları, artık “münferit” denilerek geçiştirilemeyecek bir zihniyetin dışavurumudur. Bu bir anlık öfke değil; yıllardır beslenen, cesaretlendirilen ve cezasızlıkla büyütülen örgütlü bir nefret dilidir.

 

Leyla Zana üzerinden hedef alınan yalnızca bir isim değildir.

 

Hedef alınan; Kürt kimliği, kadın iradesi ve bu ülkede birlikte yaşama ihtimalidir.

 

Oysa futbolun bize gösterdiği başka bir yol da var.

 

FIFA, FIFA Taraftar Ödülü’nü Zakho Spor Kulübü taraftarına verdiğini duyurdu. Nedeni ise tarihe geçecek bir davranıştı. Zakho taraftarları, Hudud SK ile oynanan maçta tribünlerden sahaya 30 bin peluş oyuncak attı. O oyuncaklar bir öfkenin değil, bir vicdanın simgesiydi. Hepsi kanser tedavisi gören çocuklara bağışlandı.

 

Bir tribün düşünün… Küfür atmıyor. Hakaret etmiyor. Bir halkı hedef almıyor. Bir kadını aşağılamıyor. Onun yerine, çocukların yüzünü güldürüyor.

 

Demek ki mümkün. Demek ki mesele futbol değil. Mesele ahlak, niyet ve insanlık.

 

Bir tarafta FIFA’nın ödüllendirdiği Zakho tribünleri; Diğer tarafta, tribünü nefret kürsüsüne çevirip bir siyasetçiye ve bir kimliğe küfür etmeyi “taraftarlık” sananlar…

 

Tribünleri dokunulmaz alan zannedenler şunu bilsin: Irkçılık, forma rengiyle aklanmaz. Küfür, aidiyetle meşrulaşmaz. Spor, kin kusma alanı değildir.

 

Asıl sorun sadece bu tezahüratları atanlar da değildir. Asıl sorun; sessiz kalanlar, “futbolun içinde var” diyerek normalleştirenler, cezasızlıkla bu dili besleyenlerdir.

 

Türkiye Futbol Federasyonu tribün şiddetini her fırsatta kınar ama konu Kürtler olunca refleksler donar. Kameralar görmez, raporlar yazılmaz, yaptırımlar uygulanmaz. Bu sessizlik, ırkçılığın en sadık ortağıdır.

 

Unutulmamalı: Irkçılık sadece bağıranların suçu değildir. Irkçılık, engellemeyenlerin ortaklığıdır.

 

Bugün Leyla Zana’ya edilen küfür yarın başka bir isme yönelir. Çünkü bu dil doymaz. Çünkü nefret, sınır tanımaz.

 

Zakho tribünleri bize şunu hatırlattı: Futbol, onurla, vicdanla ve insanlıkla da yaşanabilir.

 

Sorun tribünlerde değil; Tribünleri kirleten zihniyettedir.

 

Ve artık susmak, tarafsızlık değil; Açıkça taraf olmaktır.

Bu yazı 150 defa okunmuştur.
YAZARIN DİĞER YAZILARI
FACEBOOK YORUM
Yorum